İş Yargısında İspat Vasıtası Olarak Kullanılan Ajandanın Delil Niteliği

A) Ajandanın Sahibi Olan İşverenin Yönünden Delil Teşkil Etmesi
Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz. Ancak çalışma hayatında işçi ve işveren kayıtlarının usulüne uygun şekilde tutulmaması, birtakım bilgilerin günlük tutulan tarihli ajandalara kaydedilmesi, yargılama sırasında ispat aracı olarak kullanılması yönünde bir uygulamaya zemin hazırlamıştır.
Uygulamada sıklıkla karşılaşılan örneklere bakıldığında işveren kendi el yazısı ile tutmuş olduğu ajandasına çalışanın ücretlerini yazmış olabilir. Yargılama sırasında bu ajandanın fotokopileri çalışan tarafından delil olarak ileri sürülmekte, işveren tarafça ajandanın çalışan tarafından hukuka aykırı bir biçimde elde edildiği ve delil olarak kabul edilmemesi gerektiği yönünde itirazlarda bulunabilmektedir. İtirazın konusu bu defterlerin gerçekliğine yönelik olmayıp da elde ediliş biçimine olunca Mahkemelerce bu defter suretleri delil olarak değerlendirilebilmektedir. Defterin yargılama aşamasında delil olarak değerlendirilmesi amacıyla ibraz edilmiş olması, işverenin bu konuda beyanda bulunma hakkına da sahip olması, söz konusu ajanda da işverenin özel hayatı ile ilgili kişilik haklarını ilgilendiren bölümlerin bulunmaması aksine işçinin çalışma saatleri ve aldığı ücretlere ilişkin bilgilerin yer alması karşısında işverenin hukuka aykırı yoldan elde edildiği ve yargılamada kullanılamayacağına yönelik iddialara itibar edilmemektedir. Ajanda sayfalarında yer alan bilgilere itiraz edilmesi halinde, yazı sahibi içeriği ile ilgili dinlenebilir ve doğruluğu tahkik edilebilir. Yine sigortasız geçen çalışma sürelerinin tespiti davasında, işçi tarafından ibraz edilen işyerinde tutulduğu inkar edilmeyen ajanda kayıtları, başkaca delillerle birlikte değerlendirilerek ispat hususunda yan delil olarak kabul edilmiştir. (Yar.21.HD nin 04.04.2011 gün Esas: 2010/2260 ve Karar: 2011/3068 sayılı ilamı).
Öyleyse yargılama sırasında ibraz edilen ajandanın kim tarafından tutulduğu, içindeki yazıların kime ait olduğu, taraflardan birine aitse defterdeki kayıtlara karşı diyeceklerini sorup, kayıtların sahteliği sabit olmaması halinde, ispat aracı olarak kullanılabileceği anlaşılmaktadır. Kimi zaman ajanda yapraklarında bir işçilik alacağı kaleminin miktarı ve ödendiği de yazmaktadır. Ödeme yapılan kişinin imzasının bulunması halinde bu ödemenin yapıldığı kabul edilebilecektir. Ancak imza olmaması durumunda bu metin yazı sahibi aleyhine delil olarak kabul edilebilecektir. Yazı sahibinin kim olduğunun anlaşılamaması halinde alacaklıya gösterilerek ödemenin yapılıp yapılmadığı hususunda bilgisine başvurabilecektir.
Kimi zaman ajandaların sahibinin rızası dışında alınması eylemi fesihten sonra gerçekleşmiş olabilir. Öncesinde iş akdinin haklı olarak feshedildiği işveren tarafça iddia ve ispat edilemediğinde haksız olarak feshedildiğinin kabulü gerekir. Ancak ajandaların sahibinin rızası dışında ele geçirilmesi, işveren açısından fesih nedeni olarak kabul edilebilir.
Alman Federal İş Mahkemesinin BAG (15/08/2002) NJW2003, sayfa 1204 ve devamında yer alan bir karar, kişilik hakkına ilişkin olmayan yazılı belgelerin delil olarak kullanımı bakımından önemli bir örnek teşkil etmektedir. Bu karara göre ” çalınarak veya zimmete geçirilerek ele geçirilen deliller bakımından bir kullanma yasağı ancak bu kullanım ile kişilik haklarının ihlali söz konusu olacak ise mevcut olacağı, çalışma koşullarını gösteren defter bakımından kişilik haklarının ihlalinin söz konusu olmayacağı, sadece belgelerinin çalınmasının onların delil olarak kullanılması bakımından bir yasak meydana getirmeyeceği, mülkiyet hakkının korunması belgelerin malikinin bu belgelerin delil olarak kullanılmasından kaçınmasını amaçlamadığını” belirtmiştir.
B) Ajandanın Sahibi Olan İşçi Yönünden Delil Teşkil Etmesi
İşçinin kendi el yazısı ile tuttuğu ajanda kayıtları, işveren tarafından ibraz edildiğinde işveren lehine delil olarak kullanılabilir mi? Bu soruya da yazıyı kimin yazdığı, bakiye miktarın belirtilip-belirtilmediği, yazının altında ödeme olup-olmadığı, somut tarihe yer verip-vermediğine göre asli veya yan delil olarak kullanılabildiğini görmekteyiz. Örnek verilecek olursa;
Çalışan tarafından tutulan bir ajanda da işe başlama tarihinin yazması halinde, bu husus işçiye gösterip sorularak işe başlama tarihi ile ilgili değerlendirme yapılabilmektedir.
Yine bu ajanda da işçinin kendi el yazısıyla yazdığı bakiye ücret alacağı belirtilmişse kayıtların doğruluğu işçiye sorularak değerlendirme yapılması gerekir. Yar.9.HD.’si 12.03.2019 gün Esas: 2015/34004 ve Karar: 2019/5425 sayılı ilamında “… davalı tarafından sunulan ajandalar yönünden davacı asil isticvap edilmek suretiyle, kayıtlarda geçen ödemelerin yapılıp yapılmadığı ve imza içeren bölümler yönünden imzaya ve içeriğine karşı diyecekleri sorularak bir karar verilmelidir…”diyerek asilin isticvabına göre değerlendirme yapılacağını belirtmiştir. Bununla beraber Yar.7.HD nin 29.04.2015 gün Esas : 2015/9773 ve Karar : 2015/7645 sayılı ilamında ise “…Dosya içerisinde yer alan ve içeriği davacı tarafından el yazısı ile doldurulmuş olduğu anlaşılan akıl defteri olarak adlandırılan ajandanın 17 Aralık Cuma gününe denk gelen sayfasında 2007 yılı sonu itibari ile alacağının 723,00 TL olduğu yazılı olduğunun anlaşılmasına göre davacının ücret alacağına ilişkin hesaplamanın bu durumda gözetilerek yeniden yapılarak çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir…” diyerek davacı asil dinlenmeden de karar verilebileceği ifade edilmiştir.
İşçi, çalıştığı dönemde yaptığı masraflara yer verdiği ajandasında kendisine ödenen ücretleri de yazmışsa, masrafların işveren tarafından kayıtlara esas alınması, ajandaya bir itirazın olmaması halinde ödenen aylık ücretin ispatı yönünden bu kayıtlara mahkeme tarafından itibar edilebilecektir.